GBİ Çözüm Süreci Bildirisi

Türkiye gençliğinin çok büyük bir kısmının hislerine tercüman olmak üzere burada bulunuyoruz. Her gün şehit haberlerini duyarak büyümüş, ailelerinden belki de her gün “Aman dikkat et kendine, bak ortam karışık!” nasihatleri duymuş gençler olarak, artık daha fazla kan akmasını, gözyaşı dökülmesini katiyen istemiyoruz!

Ne oldu da, asırlar boyunca birbirinin en büyük dostu olmuş, “Türk ve Kürt” şeklinde farklı iki millet olma düşüncesinin telaffuz dahi edilmesini hoş karşılamamış olan Türkiye halkı, birlikte yaşamayı istemeyecek kadar huzursuz edildi?

Kimler bizim birlikte yaşamamızdan, asırlar boyunca barış içinde ve dostça yaşadığımız Kürt kardeşlerimizi bizden, güzel Türkiye’mizden ayırmak istemektedir?

Tüm bu sorular derinlemesine araştırılmalı, analiz edilmeli ve niye bu noktaya gelindiği akademik anlamda sorgulanmalıdır.

Sorgulanmalıdır ki, bir daha o amansız şiddet canavarı, Türkiye toplumunu aynı yerden ısıramasın!

Bu şiddet ortamından, yaratılmak istenen korkulardan, ırkçı ve ayrılıkçı fikirlerden kurtulmamızın ilk şartı; silahların susması, şiddetin mutlak bir şekilde sona ermesi ve artık gençlerin ölmemesidir.

Artık bu ilkel durum sona ermeli! Dünyanın en güçlü 10 ülkesinden biri olmayı hedeflemiş “Güçlü Türkiye”miz, hala bölünme korkusu yaşamamalı, içinde hala her gün anaların babaların gözyaşı döktüğü bir yer olmamalıdır.

Çok can kaybetti bu güzel ülke! Çok enerji kaybetti. Birbirimizle uğraşmaktan büyümeyi, güçlenmeyi, çalışmayı unuttuk.

Ülkemizin kaderinde olmasını hiç istemediğimiz insan hakları ihlalleri, terör olayları, baskıcı faaliyetler maalesef olageldi. Artık buna bir “DUR” demeliyiz!

Avrupa’nın en büyük genç nüfus oranına sahip bu ülkenin gençleri, artık terörle, ölmeyle ve öldürülmeyle uğraşmamalı!

Sadece Türkiye’ye değil, bölgesine ve tüm dünyaya dair fikirler üretecek, projeler sunacak, insani değerleri tüm dünyada savunacak; haksızlığın ve adaletsizliğin karşısında olacak, özgüveni yüksek ama mütevazi Türkiye gençliği, değil sadece ülkesine ve bölgesine, tüm dünyaya ilaç olacaktır.

“Ne olursan ol yine gel!” diyen Mevlana’nın, “Yaradılanı severim Yaradan’dan ötürü.” diyen Yunus Emre’nin, “İncinsen de incitme!” diyen Hacı Bektaş-ı Veli’nin, “Kavgayı, öfkeyi, savaşı değil; sabır, hoşgörü ve barışı tercih ediniz.” diyen Ehmedê Xanî (Ahmed-i Hani)’nin ve “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh!” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün torunları olan bizler; ırk, din, dil ayırımı yapılmayan, “insana sadece insan olduğu için en üst değerin verildiği bir toplum”da yaşamak istiyoruz!

Yüzü gülen, kendinden emin ve hayata güvenle bakan bir toplumun gençleri olmak istiyoruz.

Bu bildiriyi yazan Genç Barış İnisiyatifi Derneği olarak ve bu bildiriye destek olan ve altına imza atan gençlik kuruluşları olarak çözüm sürecine olan desteğimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Fakat bu sürecin politikalarının ve projelerinin oluşturulmasını, oluşturulan projelerin kamuoyuyla, STK’larla ve biz gençlerle daha açık bir şekilde paylaşılmasını da siyasilerimizden talep ediyoruz.

Biz Türkiye’nin gençleri olarak meclisimizdeki tüm siyasi liderlerimize ve milletvekillerimize şunu söylemek istiyoruz: Çözüm sürecinde en önemli görev yüce meclisimize düşmektedir. Atılacak adımlar, çağdaş demokrasilerde olduğu gibi halkın iradesine uygun bir şekilde belirlenmelidir. Bu nedenle mevzuubahis süreçte milletimizin tüm vekillerini siyasi ya da ideolojik kaygıları ile değil tamamen insani duruşlarıyla barışa ve kardeşliğe destek olmaya davet ediyoruz.

Türkiye’nin gençleri olarak, hep bir dilden şu sözleri tekrarlıyoruz:

Barışta ve kardeşlikte buluşalım.

BİLDİRİYİ DESTEKLEYENLER

Dernekler: